top of page

Medya Halkı Nasıl Razı Eder?

Kitle iletişim araştırmalarında en önemli konu medyanın etkisidir. Medya, insanların ne düşüneceğine değil ne hakkında düşüneceğine karar vermede etkilidir. Böylece medya gündeme aldığı içerikle toplumun konuşacağı konuların evrenini belirler.



  • Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK

 

Louis Althusser tarafından devletin ideolojik aygıtlarından, Gramsci’nin hegemonyanın kurulmasında en önemli araçlardan biri olarak tanımlanan, Noam Chomsky’nin ise, rıza üretiminde “egemen ideolojiyi koruma ve yeniden kurma görevini yerine getirdiğini söylediği medya, toplumları etkileme gücüyle hep tartışmaların ana gündeminde yer almıştır. E. Herman ve Chomsky “Medya Halka Nasıl Evet Dedirtir” kitabında propaganda modeli ile düzenin nasıl işlediğini anlatmaktadır. Bizde bu ayki konumuzun başlığını medyaya ayırdık ve “Medya Halkı Nasıl Razı Eder?” sorusuna cevap aradık.

 

Kitle iletişim araştırmalarında en önemli konu medyanın etkisidir. Medya, insanların ne düşüneceğine değil ne hakkında düşüneceğine karar vermede etkilidir. Böylece medya gündeme aldığı içerikle toplumun konuşacağı konuların evrenini belirler. Gündemi oluşturan konular hakkında aslında toplumun olumlu ya da olumsuz düşünmesinin bir önemi yoktur. İktidar ya da iktidarlardan beslenen güçlerin istemediği konular gündeme gelmediği için halkın kanaatleri önemini yitirir. Stuart Hall’un söylediği gibi, medya içeriği toplumdaki iktidar ilişkilerinin resmini oluşturmaktadır. Medyanın etik olmayan ilişkileri ve medya sahipleri kendi anlamlandırma biçimlerini, ideolojisini tüm toplumsal pratikler içinde tekrar tekrar yeniden üretir.

 

Diğer yandan yönetme gücüne sahip olan seçkinler ve elitlerin özellikle kriz dönemlerinde, medyayı kullanarak toplumsal rızayı ne şekilde üretip koruduklarını ortaya koyan kamusal senaryoları ve farklı söylemleri vardır. Aşağıda Medyanın halkı razı ederken kullandığı kamusal senaryolar açıklanmıştır.




 

1. Gündemi Yönlendirme Söylemi

Kitle iletişim araçları konuşulabilir konuların evrenini şekillendirir. Bu konuların bireylerin zihninde seçilmesi ve değerlendirilmesi içinde bir söylem düzeni kurgular. Gündemde hangi konuların yer alacağı ve gündemin genel görünümü kitle iletişim araçları tarafından belirlenir.


Kitle iletişim araçlarında yer alacak olaylar bir “konulaştırma” sürecinden sonra aktarılır. Chomsky’e göre, kitle iletişim araçlarının gündemini siyasi iktidarı paylaşanlar belirler.  İktidar, kitle iletişim araçları üzerinden, kamusal tartışmaların çerçevesini ve gündemini belirleyerek, kendilerine zarar verecek her türlü konuyu kamu gündeminden uzaklaştırma yeteneğine sahiptir.


Medya, gündem yaratma rolü ile halkın dikkatini belli konulara çekebilir ve onları yanıltıp yönlendirebilir. Örneğin, seçim dönemlerinde siyasi partilerin medyada yer alıp almadığı, nasıl yer aldığı, ne kadar yer aldığı ve nasıl temsil edildiği, seçmen davranışını etkileyen çok önemli bir faktördür. “Suskunluk Sarmalı” kuramını ortaya atan Elisabeth Noelle Neumann‘a göre, insanlar medya gündemini takip ederek çoğunluğun ne düşündüğünü anlamaya çalışırlar. Toplumun dışında kalmamak için kendileri farklı düşünseler bile, medya gündeminde sıklıkla yer alan bir konu ya da kimse olduğunda kendi düşüncelerini gizleyerek medyanın öne sürdüğünü, desteklediği şeyi ifade ederler.


Medya içerikleri önceden kabul ettirilmiş mesaj özelliği taşır ve içeriklerle bireylere bunlar sizin için imajı verilir. Yani iktidar medya yoluyla kamusal tartışmaların çerçevesini ve gündemini belirleyerek, bu konuları kamu gündeminden uzaklaştırma yeteneğine sahiptir. İktidar ile ilgili olumsuz bir haber yapıldığında bunun hemen yanında olayla hiçbir ilgisi olmayan başlık ve resimlerle okuyucu dikkati başka yöne yönlendirilir.


Medya, gündem oluşturma rolü ile tüketici/hedef kitleye onaylama rolünü verir. Medya gündemi ile kanaati kamuya sunar ve kamuoyu oluşturur (İdeal olan medyanın bilgiyi sunarak özgür bir tartışma ortamında ortak bir kanaat oluşmasına katkıda bulunmasıdır).




2. Bunalımı Yaygınlaştırma Söylemi

Bunalımı yaygınlaştırma Keane’in bakış açısından, ‘’yurttaşlar arasındaki bunalım duygusunu kollektifleştirerek ve bunalımın tedavisi için sıkı önlemler alınması gerektiği yolundaki resmi iddiaları yayarak, örtük bunalımın açık bunalım haline dönüştürülmesini kitle iletişim araçları üzerinden sağlamak’’ şeklinde tanımlanabilir.


Medya yoluyla iktidarın çıkarlarına zarar verebilecek haber içeriklerine yer vermemesi, konunun önemsizleştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına hizmet edecek şekilde olur.  Habercilik anlayışına göre olay sonuçları itibariyle ne kadar olumsuzsa, haber konusu olma ihtimali o kadar yüksektir. Sorunlar ya da problemler ekranlarda sürekli vurgulandığında olaylar kendi kendini açıklamaya başlar ve sorgulanamaz hale gelerek görünmez olur. Yani yaratılan aşinalık sorgulama ve eleştiri fikrini ortadan kaldırır. Kısaca çoğu zaman sorun çözümleri haberlerin sansürüyle değil haberlerin fazlalaşmasıyla sağlanır.


3. Siyasetsizleştirme/Kayıtsızlaştırma Söylemi

Kitle iletişim araçları siyasal kayıtsızlığın en önemli araçlarıdır. Adorno’nun da söylediği gibi; artık bireyler kamusal konulara tepki verme dürtüsünden yoksunlaşmıştır. Yani, kamusal senaryonun siyasetsizleştirme/kayıtsızlaştırma etkisiyle, Baudrillard’ın vurguladığı, politik tutkular yerini siyasi tiksinmeye bırakmıştır. Böylece birey, giderek insiyatifini kaybetmiş, siyasi ve ekonomik konulara ilişkin kamusal alanın arkasındaki gerçeklerden de uzak kalmaya başlamıştır.


Medya, siyasal kayıtsızlığın en önemli besleyicisidir. Siyasal konuların medya yoluyla sınırlandırılması ve artık siyasetin alt yapısını oluşturur hale getirilmesi aynı zamanda insanların siyasal konulara ilgisinin azalmasına sebebiyet vermektedir. Medya yaptığı haberler yoluyla giderek bireylerin politik tutkularını güçlendirmek yerine onlarda siyasi tiksinmeye yol açmaktadır.


4. Bilgisizleştirme Söylemi

Kitle iletişim araçları haber görüntüsü altında bilgisizleştirici haberler sunar. Bunun için, siyasi konulara ilişkin bilgiler kitle iletişim araçlarında her gün azalmaktadır. İktidar otoritesini zedelemeyecek bilgileri vermekte cömert davranır. Sır, iktidarın en önemli araçlarından birisidir. Kitle iletişim araçları gizli kapalılık görevini yerine getirmek üzere kullanılır.


Bilginin kontrolü statükoyu korumak ve rızayı oluşturmak için kullanılır. Bilgi üretilerek sisteme rıza yaratılmakta ve meşruiyet sağlanmaktadır.


5. Normalleştirme Söylemi

Bireyler, statükonun kendi aleyhine olacağını bilse de bunu kaderci bir yaklaşım içinde “kabul etme” eğilimi taşırlar. Bu söylemin en önemli adımlarından birisi, mevcut durumun insanların kaderi olduğuna ikna etmektir.


İktidar, devlet vatandaş arasındaki ilişkileri, bireyin mevcut durumu kaderiymiş gibi algılamasını sağlayarak doğallaştırmıştır. Çoğu zaman büyük felaketlerde ya da büyük ihmallerin sonucunda siyasal iktidarı zor durumda bırakacak konularda medya siyasi iktidarı sorunlara sebep değil, maruz olarak algılanır hale getirilmektedir. Normalleştirme sürecinde dramatikleştirme, kadere sığınma ve kurallaştırma gibi birçok yöntem kullanılır.


6. Umut Geliştirme ya da Kırma Söylemi

İnsanı bir şeyi yapmaya ya da razı etmeye hazır hale getirmenin en uygun psikolojik şartı, bu davranış sürecinden memnun kalacağı umudunu vermektir. Burada amaç, İnsana yapması gereken şeyi yaptırmayı sevdirmektir. Toplumsal yapı böyle bir tutumla şekillendiğinde, insanın kendine zorla dayatılan şeyleri yapmaktan zevk alır hale gelecektir. Çoğu zaman kendisine bir şey kazandırmayacak ya da fayda vermeyecek hatta zararı dokunacak konularda bile medyanın propagandasıyla toplum mutlu olmaktadır. Bazı durumlarda medya yoluyla halka çaresizlik kabul ettirilirken bazen de sürekli umut ışığıyla halk umutsuz bırakılmaz.


Dolayısıyla, kamusal senaryonun umut geliştirme ya da kırma söylemiyle razının üretilmesi mümkün bir potansiyeldir.


7. Alternatifsizleştirme Söylemi

Siyasal iktidar, kitle iletişim araçları üzerinden statükoya alternatif olabilecek her türlü yapılanmanın önünü keser. Buna “fosilleştirme” de denir. Günümüzde çoğu zaman hükümetleri ayakta tutan şey doğal olarak başka bir alternatifin olmaması ya da öyle gösterilmesidir.


8. Sivil İtaatsizliği Kırma Eylemi

Siyasal sistemin “bekçilik” rolü medyaya verildiğinden sivil itiraz, protesto girişimleri ve benzeri sivil itaatsizlik girişimleri iletişim araçlarının süzgecinden geçirilir ve olaya karışanlar “kızgın kalabalıklar, ortalığı yıkıp yakan ülke düşmanları” olarak gösterilerek toplum vicdanına havale edilir. İktidar sahiplerinin ekonomik uygulamalarına yapılan protestolar kitle iletişim araçlarında çoğunlukla haksız bir eylem olarak gösterilir ve yönetenlerin haklılığı vurgulanır.


 Medya halkın algısını yönetirken yukarıda anlatılan senaryolara ek olarak çeşitli yöntemler de kullanır; Değersizleştirme veya olduğundan daha fazla değer yükleme veya değer atfetme, Meşrulaştırma, Gayri kanuni gösterme, Görmezden gelme, Delil ve kanıtları tahrif etme, Çelişkilerin önemini dikkate almama, Kişileri kahramanlaştırma, Uzman görüşüne başvurma, İddialarla ilgili tanık kullanma, Fikirleri önemsiz ve değersiz göstermek için savunucularını hedef alarak, gerçeklerin etrafından dolaşma gibi.


Sonuç olarak, medyaya hükmeden güç sahipleri, kitle iletişim araçları vasıtasıyla yaşanan sosyal gerçekliği kamusal senaryolar ile manipüle etme yoluna gitmektedir. Böylece güç sahipleri, söylemlerini medya yoluyla özellikle medyanın manipüle edebilme gücünü kullanılarak, istedikleri sonuçlara kolayca ulaşabilirler. Elde edilen başarılı sonuçlar dikkate alındığında iktidar sahipleri her zaman rıza üretimi için kamusal senaryolara başvuracaklardır.


Not: Bu makale ICT MEDIA Dergisi'nin Kasım 2017 sayısında yayınlanmıştır. Makalenin PDF versiyonuna https://www.sezaiturk.com sitesinin"Makaleler"  sayfasından ulaşabilir, linkten indirebilirsiniz.... 

 

コメント


bottom of page