top of page

Dünyada Güçlü Türkiye İçin Küresel Ajans Şart!

Güncelleme tarihi: 24 Şub

Bugün dünyanın süper güçleri durumundaki devletlerle bağlantılı, uluslararası ölçekli, tüm dünya ülkelerine haber, haber malzemesi ve görüntü dağıtan haber ajansları vardır. Dünyadaki büyük haber ajansları haber kaynağı olarak bağımlılık yaratmakta ve ülkelerin imajlarını sahiplerinin istekleri doğrultusunda şekillendirmektedir. Bu bağımlılığın en dikkat çeken türü, emperyalizmin de önemli bir boyutu olan “kültürel” bağımlılıktır.

Ankara-2011

Türkiye son yıllarda dış politikada alışılagelmiş dış politikasından farklı bir yol haritası çizmeye başladı. Yeni dış politikada komşularla iyi niyete dayalı ve sorunsuz ilişkiler, Kıbrıs’ta sorun çözümü için girişimler, Arap baharında Arap halkının yanında yer alan demokrat ve yol gösterici aynı zamanda model ülke, Başbakanın “one minute” çıkışıyla İsrail’in karşısında dik duran ülke ve Filistin’in koruyucusu ve zulmün önleyicisi gibi. Aslında her şey yolunda gidiyor gibiydi. Önce Kıbrıs’ta çözümü isteyen ülke konumuna geldi fakat çözümle ilgili bir şey gelişmedi. Sonra Suriye meselesi ortaya çıktı ve Suriye’de gelinen noktada doğru şeylerin üzerinde durulmuş olunsa da Ortadoğu’da eskisinden daha az etkili bir ülke konumuna düştü. Avrupa her geçen gün Avrupa Birliğiyle ilgili yeni sorunlar çıkarırken İran ile ilgili ciddi sorunlar kapıya dayanmak üzere… Aslında Türkiye’nin yeni dış politikasının özünü dünyanın yeni düzeninde bir rol kapma ve büyük ülke olma oluşturuyordu. Bu 2023 vizyonuyla uyumlu bir politika idi. Türkiye her alanda büyük olmalıydı ve bununla ilgili başta Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı olmak üzere strateji başbakanın önderliğinde çizilmişti. Bu stratejide ne eksikti. Bu ayki yazımın konusunu bu konu oluşturdu. Daha önceden çeşitli yazılar ve makalelerle araştırma yaptığım bu konuyu derinlemesine siz değerli çağın polisi okurlarıyla paylaşmak istiyorum.


İletişimin önemini anlatmak için önce tarihi bir olayı aktararak başlayalım isterseniz konuya. Maraton, yaklaşık yirmi beş yüzyıl önce, İ.Ö. 490 yılında, önemli bir meydan savaşına sahne olmuştur. Atinalılar, Maraton ovasında, o dönemin en büyük askeri gücü sayılan Pers Ordusunun saldırısına karşı koymuşlardır. Atinalı er Pheidippedes, Atinalıların 192 ölüsüne karşılık, Pers ordusunun 6 bin 400 yitikle savaştan yenik çıktığına dair haberi Atina’ya ulaştırmıştır. Burada amacımız iletişim tarihi ya da Maraton tarihi ile ilgili bilgi vermek değil, İletişimin, toplumunun en temel gereksinimlerinden biri olduğunu söylemek içindir. Atinalılar, ordularının Maraton ovasında Pers Ordusu ile yaptığı savaşı kazanıp kazanmadığını öğrenmeyi gerekli buluyorlardı. Çünkü savaşın sonucu, Atinalıların geleceğini belirleyecekti.


Bugünün toplumları da, yaşamlarını etkileyecek olayları öğrenmeyi gerekli görmektedir. Yaşamı etkileyecek olaylar yakın çevrede olup bitenler değildir yalnızca; uzaklarda olup bitenler de, dolaylı ya da dolaysız, süre giden yaşamda önemli değişimlere yol açmaktadır. Haber, tarihin her döneminde önemli bir ticari meta olmuştur. İlk çağ medeniyetlerinden bu yana panayır, agora, forum veya tapınak gibi günlük olaylar konusunda insanların haberdar edildiği yerler hep ayrıcalıklı olmuşlardır. Eski Yunan ve Roma’da günün haberleri agoralarda ilan edilirken, Senatonun aldığı kararlar da duvarlara asılarak Romalı vatandaşlara iletilirdi. Roma’da olduğu gibi bilgi, kendisini erken elde eden herkese her zaman ayrıcalık sağlamıştır. Sanayi kapitalizmiyle birlikte bilginin değeri daha da artmıştır. Tüccar ve sermaye sahipleri için her yeni haber, üretim kadar önem kazanmaya başlamıştır. Dolayısıyla habere hızla ulaşmak için bedel ödemeye hazır çevreler belirmiştir. Bunların sayısı arttıkça haberin daha geniş alanlara yayılmasının da kar getiri bir girişim olabileceği fark edilmiştir. Pazarlardaki mal çeşitleri ve miktarları, fi yat ve hisse durumları hakkında hergün, hatta günün değişik saatlerinde habere gereksinim duyulur hale gelinmiştir. 1830’lu yılların başında Paris’te yerli ve yabancı gazetelerdeki önemli haberleri çevirerek ya da derleyerek basıp Fransa ve Almanya’ya dağıtan en az altı Muhaberat Bürosunun bulunduğu bilinmektedir.


Haber ajansı adı verilen kurumlar, bu gelişmelerin ve gereksinimlerin sonucu ortaya çıkmıştır. Önce ulusal haber ajanslarıyla ülkelerini etkileyen güç sahipleri daha sonra bütün dünyayı bilgi ve iletişim gücünü ellerinde bulundurarak ele geçirmişlerdir. Yeni sömürü düzeni savaşlarla değil artık bilgi ve iletişim ile sağlanmaktadır. Bu yeni düzende emperyalist güçler dünyaya çok uluslu ekonomik şirketler aracılığıyla nüfuz etmektedir. Bu şirketler, girdikleri ülkelerde etkinliklerini sürdürürken, dünya halkları arasındaki iletişimde, ağırlıklı olarak yine bu aktörler kaynaklı medya kurumları, teknolojileri ve ürünleri aracılığıyla denetim altında tutulmaktadır. Dünyanın belli başlı haber ajansları, emperyalist ülkelerin denetimindedir. Bugün dünyanın süper güçleri durumundaki devletlerle bağlantılı, uluslararası ölçekli, tüm dünya ülkelerine haber, haber malzemesi ve görüntü dağıtan haber ajansları vardır. Dünyadaki büyük haber ajansları haber kaynağı olarak bağımlılık yaratmakta ve ülkelerin imajlarını sahiplerinin istekleri doğrultusunda şekillendirmektedir. Bu bağımlılığın en dikkat çeken türü, emperyalizmin de önemli bir boyutu olan “kültürel” bağımlılıktır.


Uluslar Arası Haber Ajansları Ne İşe Yarar?

Haberleri, olay yerinden bir gazetenin yazı işleri odasına veya radyo ve televizyon istasyonuna aktaran her basın organının yurtdışı ve yurtiçi muhabirlerinden oluşan kendine özgü bir iletişim ağı vardır. Ama hiç bir yayın organı -en zengin ülkenin en zengin organı bile olsa- kendi olanaklarıyla dünya veya ulusal çaptaki güncel olayları tek başına takip edemez.. Bu nedenle bütün basın organları kendi dışlarındaki ve herkese açık haber kaynaklarına başvurmak zorundadır. Bu noktada devreye haber ajansları girer. Bazı özel ve yerel haberlerin dışında, dünya medyasının gündemini haber ajansları belirlemektedir. Birkaç tane uluslar arası haber ajansı 1,5 yüzyılı aşkın bir süredir, önce gazetelerin, sonra radyoların daha sonra da televizyonların ana haber kaynağı olmuştur. Uluslar Arası Haber Ajansları Ne Zaman Doğmuştur? İmparatorlukların dünya topraklarını paylaştıkları bir dönemde kurulan uluslararası haber ajansları, ‘dünyayı haber yayma tekeli açısından’ paylaşmışlardır.


1900’lü yılların başında Havas, Fransız İmparatorluğu toprakları, İtalya, İspanya, Portekiz, Güney Amerika da etkili olurken, Reuter’in etkinlik alanı ise İngiliz imparatorluğu ve Uzak- Doğu idi. Wolff ajansı ise daha çok Almanya, İskandinavya, Rusya’dan haberler geçiyordu. Zamanla uluslar arası ajanslar şekil ve kimlik değiştirirken, etkinlik alanlarında ise fazla bir değişiklik olmamıştır. Uluslar arası haber üretim ve dağıtım hizmeti, uzun yıllar AP (Associated Press), UPI (United Press International), AFP (Agence France Presse), Reuters ve TASS’ın önderliğinde yürütülmüştür. Bu hizmet günümüzde, 1970’li yıllarda UPI’ın el değiştirerek küçülmesi, 1992’de de Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle TASS’ın (yeni adıyla Itar-Tass) etkinliğinin azalması sonucu, Amerika Birleşik Devleti (AP), Fransa (AFP) ve İngiltere (Reuters) kökenli üç ajansın etkin denetimi altındadır. AP, Amerika kıtasında, Latin Amerika ve Uzakdoğu’da etkili olurken AFP, “Francophone” Afrika’da; Reuters ise “Anglo-saxon” Afrika ve İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) ülkelerinde büyük etkinlik kurmuşlardır. Inter-Tass ise –eskisi kadar olmasa da dağılan doğu bloku ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde etkilidir. AP, AFP ve Reuters’in çeşitli ülkelerde, 500’e yakın bürosu ya da temsilciliği 18.000’den fazla abonesi bulunmaktadır. Bu ajanslar az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere yalnızca yabancı ülkelerden değil, kendi ülkelerinden bile haberler sunmaktadır. Bugün azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinden büyük bir çoğunluğu batıdaki dört büyük haber ajansından en az birine abonedir.


Uluslar arası Haber Ajansı Olmanın Ölçütü Nedir?

Yaklaşık her ülkenin haber ajansı bulunmasına karşın, uluslar arası düzeyde faaliyet gösterenlerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmez. “Uluslararası” niteliği taşımanın ölçütü, öteki ülkelerde büro açmış olmak ya da muhabir bulundurmak değil, doğrudan kamuoyuna haber ulaştıran kitle iletişim araçları arasında abonelerinin olmasıdır. Örneğin Anadolu Ajansı, yurt dışında birçok ülkede bürosu veya muhabiri bulunmasına, öteki ülke ajanslarından aboneleri ve onlarla haber değişimi anlaşmaları olmasına rağmen, uluslar arası haber ajansı sayılmaz. Çünkü öteki ülkelerin doğrudan kamuoyuna haber ulaştıran kitle iletişim araçları arasında aboneleri yoktur. Geleneksel anlatımla, bir ajans her yerde yalnızca haber toplamak için değil, satmak için bulunduğu zaman uluslar arası sayılır. Haber ajanslarının gücü, mali yapılarından değil, haber tekelini ellerinde bulundurmalarına göre değerlendirilir. Dünya üzerindeki kitle iletişim araçlarının tamamına yakını, ülkeleri dışındaki haberlerin büyük bölümünü, kendi özgün haber kaynaklarından önce bu ajansların haber bültenlerinden sağlamaktadırlar.


Ajanslar Ülkelerin İmajlarını Yönetiyor Ülkelerin az gelişmişliği ekonomik yetersizlikler, yer altı kaynaklarının azlığı, gelir dağılımındaki eşitsizlikler gibi kriterlerle ölçülebilir ama Mosca’nın da dediği gibi az gelişmişlik ve geri kalmışlıkta temel özellik bağımlılıktır. Küreselleşmiş dünyada en önemli şey bilgi ve haberdir. Dünyadaki büyük haber ajansları haber kaynağı olarak bağımlılık yaratmakta ve ülkelerin imajlarını sahiplerinin istekleri doğrultusunda şekillendirmektedir. Batıdaki Hırsızlık Olayı Komşudaki Patlamadan Daha Önemli Bugün uluslar arası haber ajansları deyince akla tamamen gelişmiş ve batı kaynaklı haber ajansları akla gelmektedir. Bunlar; AP, AFP ve Reuters dir. Bu ajanslar gelişmiş ülkelerin haberlerini gelişmemiş ülkelere taşımakta; oralardan gelişmiş ülkelere yönelik haber trafiği ise “seçmeli” ve “beklenmedik” haber düzeyinde kalmaktadır. Bu üç haber ajansı Uluslararası iletişimde, Batılı ülkelerle ilgili haberleri yanlı olarak verirken dünyanın diğer kesimiyle ilgili haberlerde sadece ortada üç “c”lik bir durum -İngilizce’deki darbe (coup), kriz (crisis), felaket (catastrophy) sözcüklerinin ilk harfleri- varsa yayınlamaktadır. Böylece dünya kamuoyu olumsuzluklarla anılan ülkelere olumsuz imaj yüklemektedir. Büyük ajanslar, gelişme halindeki ülkeleri haber yönünden besler görünürken, onlara gelişmiş ülkelerin ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal egemenliğini de, dolaylı olarak taşımaktadırlar. Türk medyasında Amerika yada Avrupa’daki bir polis hırsız kovalamacısı, komşu ülkede patlayan bombadan daha fazla yer bulabilmektedir.


Haberlerimiz Dış Kaynaklı: Düne Kadar Silahla Sağlanan Hâkimiyetler Şimdi Haberle Sağlanmakta

Araştırmalara göre Türk televizyon ve gazetelerinde yayınlanan her 100 dış kaynaklı haberden 60’ını uluslararası ajansların sunduğu haberler oluşturmaktadır. Türk insanı, hemen yanımızda meydana gelen bir çatışmayı veya olayı onların gözlüklerinden bakarak öğrenmekte ve Batılı ülkeler düşman gördü diye Suriye, İran’a düşmanlık besleyebilmekte, Ermenistan’a sempatiyle bakabilmekte, Rusya ile Gürcistan arasındaki krizde ABD veya Rusya’nın yanını tutabilmektedir.Dünyayı daha iyi anlaya bilmek ve gelişmeleri doğru olarak takip edebilmek için bizimde kendi gözlüğümüze ihtiyaç vardır ve bu konuda Anadolu Ajansı daha aktif görevler almalıdır. El Cezire bile şuanda dünyada haber kaynağı olarak etkin bir duruma geçmektedir. Artık dönem küresel arenada yer alma dönemidir. Şu bilinen bir gerçektir ki haklı olanın değil güçlü olanın sözü dünyada geçerli akçedir. Güçlü ülkeler, düne kadar silahla sağladıkları hâkimiyetlerini bugün haberle sağlamaktadırlar. Uluslararası haber ajansları uzun yıllardır Türkiye’den dünyaya haber servisi yapmaktadır. Yapılan bu haberlerin ortak bir dili ve anlamı olduğu bilinmektedir.


Haberlerde kullanılan kelimelerden, haberlerin veriliş şekline kadar her şey adeta oluşturulmaya çalışılan ortak bir yargının delilleridir. Bu yargı, Türkiye’nin sürekli bir kriz, felaket, terör ve darbe ülkesi olduğudur. Eğer bu şekilde devam ederse Türkiye, yeni dış politikasını dünyaya anlatmakta sıkıntı çekecek ve oluşturmaya çalıştığı yeni imajıyla ilgili çalışmalar, enerjiler, uğraşlar boşa gidecektir. Yakalanan mevcut konjonktüre uygun fırsatlar, amatörlüğümüz yüzünden harcanacaktır. Türkiye bu konuda acele etmeli ve uluslar arası etkinliğe ve ağ sistemine sahip bir ajans kurmalıdır. Dünya medyasının bağımlı olduğu bu küresel ajansların etkinliğini azaltmak Türkiye için her geçen daha da zorlaşmıştır. Çünkü Türkiye birkaç yıldır dünya kamuoyunda ve özellikle Arap dünyasında elde ettiği avantajları kaybetmeye başladı bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi hiç şüphesiz uluslar arası haber ajansları. Türkiye uluslar arası haber ajansı kurma girişimini en kısa zamanda gündemine almalıdır. Gelecek günler dünyamızı daha zor durumlara sürüklemeye devam ediyor. Uluslar arası bir Haber Ajansına sahip olan Türkiye dünya kitle iletişim dengesini önemli ölçüde etkileyecektir. Dünya kamuoyu, olayları sadece New York, Londra veya Paris gözüyle bakarak öğrenmemelidir.


KAYNAKÇA:

コメント


bottom of page